Günümüz Türkiye'sinde değeri anlaşılmayan dâhilerden biri de Evliya Çelebi'dir. Sultanahmet Câmii'nin temelinin atıldığı yılda umur görmüş bir ailenin çocuğu olarak doğan, IV. Murat gibi bir padişahın en yakınında nedim olarak görev yapan Evliya, bir derviş sadeliğiyle, fakat Osmanlı devlet adamı şuuru ve gururuyla ömrünün sonuna kadar gezip, gördüklerini on muazzam cilt halinde insanlığa mal etmiş ulu bir kişidir.
Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, kuzeyde Moskova yakınlarından güneyde Ekvator çizgisine, doğuda İran içlerinden batıda Viyana'ya, hatta belki Amsterdam'a kadar olan milyonlarca kilometrelik bir alanın tarihini, coğrafyasını, dilini, insanını, mimarisini, maddi ve manevi kültürünü gözlerimiz önüne seren milyonlarca resim karelerinden meydana gelmiş bir albüm gibidir.
Bu büyük insan çok tehlikeli maceralar yaşayarak, hatta bu uğurda pek çok kez yaralanarak, serveti yanında, göz sağlığını ve kendi ifadesine göre erkekliğini dahi kaybederek elli üç yıl içinde 3.760 adet şehir, kasaba ve köy görmüş, diğer bir deyişle 350.000 kim. yani Dünya ile Ay arası kadar yol kat etmiştir.