Önümde güneşin battığı yere kadar uzanan geniş, dümdüz bir yol vardı. Yolun iki yanında, sanki bir şeyler dinler gibi yaşlı ve hazin kayın ağaçları sıralanmıştı.
Üzerlerinde bir yaprak bile kımıldamıyordu. Bir gece kuşu havada sessizce uçup gitti. Bu kapkara kuş, insanın ruhunda canlanan anılar gibi, birdenbire görünüvermiş ve uzak karanlıklarda kaybolmuştu. Ben hep yürüyordum, önümde güneşin son ışınları yavaş yavaş sönüyor ve göğsümde;
"Gözlerimiz kör, ruhumuz da kör…
Tanrı'ya inananlar, bize yardım ediniz!" dizeleri boğuk yankılar yapıyordu.
Asıl adı Aleksey Maksim Peşkov (1868-1936) olan Gorki, Rus klasik yazarlarının son, çağdaş Rus edebiyatının da ilk temsilcilerindendir. Bu yönüyle Rusya'da iki edebi çağı birbirine bağlayan önemli bir halkadır. Gorki'nin kendisinden önce gelen Rus klasik yazarlarından çok daha kısa bir zamanda dünyaca benimsenmesinin nedenlerini belki de burada aramak gerekir.
Gorki'nin sevilen hikayelerinden oluşturduğumuz bu derlemede, aralarında Körler Üzerine Türkü, Mavi Gözlü Kadın, Bir Noel Hikayesi ve Kalyüşa'nın da bulunduğu on iki hikâyesine yer veriyoruz.