Türkçeye aktarılmış hâliyle: "Dinle neyden ki hikâyet etmede / Ayrılıklardan şikâyet etmede" dizeleriyle başlayan Mesnevi'de, ney'in dilinden hikâye edilen şikâyet, parçanın bütünün ayrılığı, ruhun dünya gurbetine sürgünüdür.
Kamışlıktan koparılarak sılasından ayrı düşürülen ney'in bağrı, kızgın demirlerle dağ- lanmıştır. İşte bu yüzdendir ki ney, bütün mec- lislerde "ayrılıktan şikâyet" eden yanık ezgiler fısıldar kulaklarımıza. İdrakimize sunulan "ruhun" Tanrı'dan kopan bir nur ve kudret parçası olarak insan varlığına "üflenme"sinin öyküsüdür. İnsan bedeninin kafesi içerisinde gurbet hayatı yaşa- yan ruh, kendi sılasına dönmek yani koptuğu bütüne katılmak için çabalar. Bu çabada ona eşlik edecek olan aşk ve çiledir. Aşk "hüsnü- mutlak" olan bütünün tecellilerini anlamak ve tecellinin sahibinden gayrısına bağlanmamaktır.
Çile ise beden kafesinde "ruh"u meşgul eden "nefs"in arzularına muhalefet etmektir. Şikâyet "ayrılık"tandır. Şikâyeti olanın anlatı- lacak bir öyküsü de vardır mutlaka.