Gillian Rose, bu pırıl pırıl ve meydan okuyucu biyografide dünyayı ve kendisini keşfetmek için yeni bir yol bulur. Londra, New York, Kudüs ve Auschwitz kentleri arasında geçen öyküsü, tıpkı bellek gibi, önce protestan ve yahudi mirasıyla yüzleşen; pek de masum sayılmayacak küçük bir kızın çıkmazları, oyunbozanlıkları ve sonrasında aşkın inceliklerini, kırılganlığını, ölümlülüğün, felsefenin ve dostluğun zorluklarını yeniden yaşayarak daire çizer.