Kader, ona bir oyun oynadı. Ya da o öyle sandı. Genç, başarılı, gelecek ve evlilik planları olan bir kadınken kendini binlerce kilometre öteye, Kanada'ya atacağı, doğduğu toprakları terk edeceği bir oyundu bu.
Birkaç kuruş birikmiş parasıyla hiç bilmediği bir ülkeye, bilinmezliğe doğru acı, öfke ve yorgunluk içinde yola çıktı.
Uçakta daha rahat bir yolculuk yapmak ve bir çocuğun isteğini yerine getirmek için yerini değiştirdi ve hayatı değişti! Bütün bunların kaderin oyunu değil, bizzat kaderinin kendisi olduğunu bilmiyordu. Bilmediği bir şey daha vardı: Kimi zaman aşk ve hayat, bittiği yerde başlar.