Alev için ise gecenin suskun sureti, yalnızlıklar şehriydi. İstanbul'da başlayıp Mardin'e uzanan bir hikâyenin taraflarıydı Alev ile Baran. Alev hancısıydı bu hikâyenin Baran ise yolcusu. Ailesini karşısına alarak evlendiği adam sandığı kişiden çok uzaktı. Yıldızlarla dolu bir dam altında yaşadığını sanırken gördüğü rüyadan çabuk uyanmış, uyandırılmıştı. Herkesin Baran gibi olduğunu düşündüğü bir dünyadan sıyrılmasına ise bambaşka bir adam vesile oldu. Mardin toprağına gelen kimseyi geri çevirmezdi bu yüzden Alev'e borçlu olduğu aşkı geri verdi. Mıhlı aşiretinin merhametli adamı Derman, düşmanı dostundan çok derler her zaman Bu yüzden toprağına çokça yaş damlar yanağına ise kan… Gözlerinin burcundadır daima sevda denilen meret ve bekler inatla ilelebet Oysa bilmezler mi ki yiğit düşmanıyla anılır Ve satılanların dünyasında pes etmeyenler daima kazanır…
"Ben onun kapanına sıkışmış bir aslandım o ise zümrüdüankaydı küllerinden yeniden doğan. Öylesine büyülü bir havası vardı ki çoktan ele geçirilmişti kalbim ve ben bunu anladığımda her şey için çok geçti. En büyük düşmanım artık kalbimdeydi!"