Doğruyu seçmek demek, sevmek demekti. Doğruyu seçmek demek, özverili olmak, güçlüklere karşı göğüs germek, birlikte hareket edeceğin kişiye güvenmek demekti. Yanlış olan ise, zorda olan kişiyi terk etmek, onun yanlış olan toplum değerleri karşısında kaderine razı olmasını beklemek, daha doğrusu, "Düşene bir de sen vur!" mantığıyla hareket etmekti.
Elbette ki insan olan insan -hele bir de seven insan- doğru olanı seçecek ve bu yolda karşısına çıkabilecek engellerle de korkmadan, yılmadan mücadele edecekti. Hakan da doğru olan yolu seçmişti.