Hiç şüphe yok ki insan kavramıyla ilgili yan yana getirebileceğimiz en önemli kavramlar eğitim ve öğretimdir. Çünkü bu iki kavram yaratılanlar içeri-sinde sadece insanoğlu için bir anlam ifade etmekte ve varlık ya da yokluğuyla onu direk etkileyebilmek-te, yaratılış amacına uygun bir hayat sürüp sürmedi-ğinin de bir göstergesi olabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki her milletin milli eğitimi kendine has bir karakter taşımaktadır. Hiçbir milletin eğitim sistemini bütünüyle alıp, farklı bir millete uygulamanız mümkün değildir. Bizde son yüz yılda eğitimin bu kadar karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale gelmesinin en büyük sebebi de yukarda ki yan-lış anlayış olmuştur. Maddi yönden gelişmiş batı medeniyetinin seviyesine çıkmak için onların eğitim modelleri aynen alınıp, Anadolu insanına uygulan-maya çalışılmış fakat hiçbir başarı elde edilmemiş, aksine acemi karga misali kimseye benzemeyen bir toplum ortaya çıkarmıştır.
Bu kitap Türk Milli eğitiminin içine düştüğü bu durumdan nasıl çıkılabileceğini, bizim medeniyet köklerimize bağlı eğitim modellerinin nasıl olması gerektiği, ayrıca milli eğitim sistemin içerisinde yer alan müfredat içeriği, öğretmen yetiştirme, öğretmen yeterlilikleri, sınavsız olarak üst öğrenime yerleştir-meler, eğitim liderliği ve diğer alanlarda neler ya-pılması gerektiği konusunda bir takım farlı önerileri okuyucuya sunmaktadır.