Aslan Kadının Mirası, Arlene Voski Avakian'ın, Amerika'da geleneksel bir Ermeni aileden gelip bir kadın ve feminist olarak kendini inşa edişinin zorlu serüvenini anlatıyor. 1915'te soykırımdan sağ kurtulmuş bir ailenin üçüncü kuşaktan torunu olan Avakian, geleneksel orta sınıf değerlerle donanmış bir ortamda yetiştikten sonra kişiliğini, kimliğini arama ve bulma mücadelesini adım adım ilerleyerek aktarıyor metinde. Sahiciliği yazarın her an kendini sorgulayan samimiyetinden ileri gelen bu anlatıda Avakian, çevresinde örülmüş olan toplumsal hayatın ona aktardığı değerlerin hakikiliğini sorgularken, kişisel ve toplumsal güç ilişkilerinin ve bunların üzerini örten türlü riyakârlıkların da maskesini düşürüyor. Avakian, metin boyunca ataerki ve ırk ayrımcılığıyla çevrelenmiş koşullar altında kadınların ve farklı gruplardan ezilenlerin nasıl baskı altına alındığını günden güne fark edişini ve bununla mücadele ede ede toplumsal cinsiyet, cinsellik, kimlik meselelerindeki özgün duruşunu nasıl oluşturduğunu tarif ediyor. Kadın, eş, anne olarak kendisinden beklenenler ve kendisine çizilen sınırlarla kendi yapmak istedikleri arasındaki uçurum karşısında dehşete düşüp başta bocalayan, ancak zamanla özgün yolunu bulan ve o yolda yürüdükçe kendisine benzer arayışlarda olan insanlarla da buluşan Avakian, bu heyecanlı yolculuğu, 1915'te çok güç koşullar altında hayatta kalmış anneannesinin hatırasına hürmeten de paylaşıyor okurla.