Komünizmin şafağında, adeta bir ortaçağ karanlığında yaşıyoruz. "Verili üretim ilişkilerinin üretici gü.lerin gelişiminin .nünde bir engel olması" bütün çıplaklığı ile ortada. Kapitalist-emperyalist sistem, işleyiş yasaları gereği yaşadığı bunalımı yeni bir paylaşım savaşı ile aşmaya çalışıyor. Paylaşım savaşı her zaman olduğu gibi işçi sınıfına, ezilen halklara karşı açılan savaşla paralel yürüyor. Bunun karşısında ise "yeryüzünün lanetlileri"nin, işçilerin, halkların bütün kıtalara yayılan isyan ve direnişleri hiç durmuyor. Kapitalist-emperyalist sisteme olan öfke, egemenler tarafından paylaşım savaşının aracına dönüştürülmeye, işçi sınıfının dünya çapında kapitalist düzenin sahipleri adına birbirini boğazlar hâle gelmesine uğraşılıyor. Emperyalizmin propaganda makinasının Hitler faşizminden bu yana katettiği yol çarpıcıdır. Gerçeğin tüm yalınlığı ile ortada olduğu bir dönemde bu kadar kafa karışıklığı bunu gösteriyor. "Kendi/ idealleri için/ savaşmayı/ göze alamayanlar/ başkalarının/ idealleri için ölür." diyordu bir şiirinde Bekir Kilerci. Yüzyılın başında olduğu gibi, dünya savaş ve devrim aralığında yaşıyor. Böylesi bir dönemde devrimin gündemine sadık kalmak, devrimin rotasında ilerlemek özel bir çaba ve emek istiyor.