Lidya ıssızlığın ortasındaki bir adada, tek tanıdığı kişilerin ailesi olduğu sakin ve huzurlu günleri olan bir genç kızdı. Ancak bir gün cenneti kızıl saçlı korsanların çizmeleriyle ve döktükleri kanla kirlendi. Artık hayat mücadelesi başlamıştı, endişeden uzak çocukluk günleri geride kalmıştı.
"Bunca zamandır varlığından haberi olmadığı ülkesine hiçbir yardımı dokunmamıştı, şimdi çocuklarını kaybeden aileleri, anne babalarını kaybeden çocukları, korkusundan evden dışarıya adımını atamayan insanları düşündükçe benliği sakin bir köşede güvenli bir hayat sürmeye itiraz ediyordu. Bu tanımadığı ama nasılsa doğduğundan beri yanındalarmış gibi hissettiği insanlara karşı elinden geleni yapmalıydı."