Yazının başladığı Mezopotamya, topraklarında ortaya çıkan yazı taşıyıcısı tabletleri korumak için yeterli birikimi zamanla elde etmeye başlamış, bununla birlikte arşivler ve kütüphaneler ortaya çıkmıştır. Başlangıçta sadece depolama ve koruma amaçlı olarak kurulan kütüphaneler, Asurbanipal'in tutkusu ve kral-bilgin kimliği ile topladığı kil tabletlerin çoğalması ve çeşitlenmesi ile değişime uğramıştır. Artık bu tabletlerin içeriğindeki bilgiye kolay ulaşma ihtiyacı çıkmıştır. Bu sebeple, Asurbanipal Kütüphanesi içerinde konu sınıflaması ve katalog çalışmaları da yapılmaya başlanmıştır. Sonuçta da kendisinden önceki kütüphane benzeri koruma alanlarından farklı olarak, günümüzdeki bir kütüphaneye ilk ve ilkel en yakın örneği oluşmuştur. İçeriğinde bulunan eserlerle de gelecek nesillere ve kütüphanelere aktarılacaktır. Bu sayede edebiyat eserlerinin de korunması günümüze kadar gelebilmesi açısından kültür tarihinin en önemli kurum ve yapılarından biri olmuştur.