"Avrupalılar, Asya'ya ilk ayak bastığında Çinlileri ve Japonları "beyaz" olarak tanımladı. Batı'yla ticaret yapmaya istekliydiler ve Hıristiyanlaşma ihtimalleri vardı.
Ancak 17. yüzyılın sonunda artık yalnızca Avrupalılara "beyaz" denir oldu. 18. yüzyılda bilim insanları, her insan topluluğuna çeşitli renkler atadı ve ırkları bu renklerle tanımladı. Doğu Asyalılar, tek bir ırkın mensupları olarak ele alındı ve onlara toptan "Moğol ırkı" dendi. Bu ırka atanan renk ise sarı oldu. Dahası, ilerleyen yıllarda, Türk ve Moğol akınlarının hatıraları canlandırılarak "sarı tehlike" tabiri yaratıldı. İşin sonunda "beyaz ırk" diğer ırklar arasında en üstünü, dolayısıyla yönetmeye yazgılı olan ırk olarak görülür oldu. Peki bunlar neden ve nasıl oldu? Ne oldu da Asyalılar sarardı? Asyalıları tanımlamak için neden sarı renk seçildi?
Yazar Michael Keevak, yakın döneme kadar insanlar arasındaki fiziksel farklılıkların nasıl algılandığının ve anlamlandırıldığının izini sürüyor. Asyalılar Nasıl Sarardı? ırksal düşüncenin tarihine bakarak sarılık kavramını keşfediyor. Sarı ırk efsanesinin temelinde, 18. ve 19. yüzyıllarda bilimselleştirilen ırkçılık olduğunu gösteriyor."