Çiçi, arkasındaki seçkin birliklerin başında ordugâhtan ayrıldı. Çerilerine sürek avı, yani savaş usulü eğitimini yaptırmak üzere hareket etti. En önde yakın korumaları ile at sürüyordu. İçlerinden Dumrul, görevinin yerine getirmenin rahatlığı ile hareket ediyordu. Fakat Samsa'nın gözü üzerindeydi. Her hareketini izliyordu. ''Bir yanlış yapsa da şunun kellesini alsam'' diye düşünüyordu. Ogur sınırına doğru at sürdüler. Sonra aniden Çiçi'nin emri ile Hangay'a yöneldiler. Dumrul önce bunu yapılan plan gereği diye düşündü. Fakat ilerledikçe sağdan, soldan gelen birlikler durmadan kendilerine katılıyordu. Akbörü'nün birlikleri, Kılıç Bey'in birlikleri, Emir Beyin seçme alpları. Emir Bozan'ın börüleri ve pek çok bey neferleri ile Çiçi'ye katıldılar.
Dumrul düşündü. Kendine söylenen hiç de böyle değildi. İşin içinde iş vardı. Kesinlikle sefer Ogurlar üzerine değildi. Anlamıştı bu sefer Huhanyeh üzerine. Ne yapıp, yapıp Han'a haber iletmeliydi. Kendisi de dikkatli olmalıydı. Huhanyeh'in adamı olduğu anlaşılmış olabilirdi. Şimdilik dikkatleri üzerine çekmemeli, ilk fırsatta kaçıp Han'ı uyarmalıydı.