Yeryüzünde kaç dil vardır ki bin yıldır yasaklı olsun ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki bin yıl devlet dili yapılmasın; okula, ibadethaneye sokulmasın ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki doğrudan doğruya konuşanların bir bölümünce bile dışlanmaya çalışılıp yetersiz ve yoksul sayılsın ama yine de dimdik ayakta kalabilsin!
Yeryüzünde kaç dil vardır ki kutsal sanılan bir başka dilin saldırısına uğrasın ve bu saldırıdan ağır yaralar alsa da dimdik ayakta kalabilsin!
İşte Türkçe böyle bir dildir.
Bu bitig Türkçeye adandı. Özgürlüğü için direnen, savaşan, dövüşen, vuruşan Türkçeye. Nice savaşlardan utkuyla çıkmış görkem yüklü Türkçeye...
Bu bitig; gerek ulusal anlamda Türklüğün dilsel yaşanmışlıklarına ilişkin, gerekse benim bireysel anlamda başımdan geçenler üzerinden üzücü anıları unutmamak ve ulusal belleği diri ve güçlü tutmak için yazıldı.
Yüreğinizi Türkçenin ışığı ısıtsın.
Arapçaya, İngilizceye, Rusçaya, Farsçaya karşı Türkçenin ışığında toplanalım.
Türkçe yok olursa biz de yok oluruz.
Türkçe yaşıyor, savaşıyor.