Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menâfii [menfaatleri] icab ettirdiği takdirde beşeriyeti teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet muktezâsından [gereklerinden] olan dostluk ve siyaset münasebâtını büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan sarf-ı nazar edinceye kadar bîaman düşmanıyım. Atatürk - 24 Nisan 1921 ,Hâkimiyet-i Milliyye gazetesi yazarıyla söyleşiCumhuriyet'in kurucu felsefesinin ardında, sosyal ve beşeri bilimler alanında Tanzimat sonrası yüz yıl boyunca birikmiş telif ve tercüme eserler vardı. Aydınlanma felsefesi, Fransız Devrimi, 19. yüzyılın düşün ortamı ve Üçüncü Cumhuriyet Fransası'nın pozitivist, solidarist, seküler dünya görüşü Jön Türkleri ve Kemalist kadroları derinden etkiledi. Milli Mücadele Batı'ya karşı verilmiş, Düvel-i Muazzama alt edilmişti. Ancak çağdaş ve laik bir yapılanma sürecinde Atatürk yine Batı'nın düşün ortamından esinlendi. Cihan Harbi kaotik bir ortam yaratmış, savaş ertesi yeni bir çağ doğmuştu. İmparatorluklar sona ermiş, ulus-devletler çağa damgasını vurmuştu. Osmanlı'nın küllerinden ise Atatürk'ün önderliğinde yeni bir Türkiye doğuyordu. Yüz yıllık gelişimi süreklilikler ve kesintiler bağlamında ele alan Atatürk – Kurucu Felsefenin Evrimi ana kaynaklara iniyor, Atatürk'ün Çankaya kitaplığının ve sofrasının çağdaş Türkiye'nin oluşumunda ne denli önemli işlev gördüğünü ortaya koyuyor.
Prof. Zafer Toprak Koç Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi (Emeritüs) öğretim üyesidir.