Ateizmin besin kaynağı durumunda olan şeylerin, din ve dindarlık bazında insana sunulanlara karşı kabul, anlama, sorgulama, eleştiri ve öneri yerine, kökten reddiyeyi merkeze alan karşı koyma seçeneği olduğu unutulmamalıdır. Onun bu kabulü, haklı bir tarzda yanlış ve eksik hatta imkânsız olanı reddetme üzerinden giderek, büsbütün haksız bir şekilde olması gerekenin sistem dışına alınmasına da kapı aralamaktadır. Kolaylıkla gelinen bu aşamanın ise, sağlıklı düşünmeden ziyade, kökten reddetme isteğinin hâkimiyetine açılan kapılara fırsat sunduğu da yakinen bilinmektedir.