Yazar ve illüstratör Barroux'nun, tesadüf eseri Paris'teki bir çöp yığınında bulup kitaplaştırdığı Ateş Hattı: Meçhul Bir Askerin Günlüğü, seferberlikle silah altına alınmış bir Fransız askerinin Birinci Dünya Savaşı'nın ilk iki ayında tuttuğu günceyi günümüze ulaştırıyor.
İsimsiz askerin savaş izlenimlerini etkileyici çizimler eşliğinde bir grafik romana dönüştüren Barroux, savaşın beraberinde getirdiği ayrılığa, özleme, belirsizliğe, acı ve korkuya değinerek, içten bir tanıklık öyküsü anlatıyor.
Sıradışı keşfediliş hikayesiyle her yaştan okurun ilgisini cezbedecek Ateş Hattı: Meçhul Bir Askerin Günlüğü, savaşın sıkça ele alınan kanlı yüzünden ziyade, sıradan bir askerin iç dünyasında olup bitenlere ve gündelik yaşantısına odaklanarak belgesel bir metin olma özelliği taşıyor.
Sahi, "Şu gördüğümüz askerlerden kaçı yuvasına dönebilecek?", "Buradan sağ çıkabilecek miyiz?", "Ne zaman duracağız?" Herkesin Noel'e kalmadan biteceğini düşündüğü Birinci Dünya Savaşı dört yıldan uzun sürdü. Gidenlerden çok azı geri dönmeyi başarabildi. Kimisi gelecek düşlerini sonsuzluğa gömdü, kimisi yaşadıklarını bir bir kâğıda döktü. Üstelik geleceğe dair umudu asla yitirmeden…
Yola çıkış günü geldi. Seferberlik ilan edildi; gitmeli, eşini, çocuklarını, aileni ardında bırakmalı. Cesaretim var, olması şart. Saat 9. Bitti, herkese elveda. Hayır, sadece hoşça kalın. Ne de olsa tekrar görüşeceğiz.
"Bir tanıklığın ifadesi, orada olan birinin kısıtlanmamış, müdahale edilmemiş sesi."
- Michael Morpurgo