"Hayriye adeta Gülten'in durumunu biliyor da ona göre konuşuyor gibiydi. Gülten, kendini suçlu hissetti. Hiç daha önce böyle düşünmemişti. O karnındakini kurtulmak gereken bir dert olarak görüyordu. Ama şimdi Hayriye yenge, onu bir insan olarak tarif etmişti. O karşısına dikilebilecek bir insandı. Öteki dünyanın varlığına inanıyordu. Herkesin birbirinden hesap soracağını da biliyordu. İbadetleri çok düzenli değildi ama kul hakkı yememeye özen gösterirdi. Ama şimdi düşünüyordu, başkasının bir lokmasını haksız yere almaktan çekinirken, kendi evladının, ciğerparesinin canınıkendi elleriyle alacaktı. Ama bu kadar sert bir karşılığı olabilir miydi?''