"Eyvah kardeşim uyandı! Çabuk elbise dolabına gir, sonra buraya giresi tutar seni görmesin!"
"Hayır, dolaba falan giremem, gönder evden çabucak."
"Göndereceğim ama ya girerse, sürekli birlikte kalıyoruz zanneder."
"Bana bu şekilde anlatsaydın asla öleceğimi bilsem gelmezdim, girmem dolabın içine falan ya gönder evden ya da görsün beni.!"
"Aşkımm nolur, eğer geleceğimi düşünüp azıcık kıymet veriyorsan bana dolaba girmelisin! Lütfen! Bunu benim için yap sadece birkaç dakika sürecek inan bana…"
Sessizce öfkeli bir şekilde biraz da pişmanlık beliren yüz ifadesi ile kabul eder… "Sadece senin için ama beni düşürdüğün bu durumdan dolayı seni affetmeyeceğim…"
Hemen gardırobun içine oturtur Tamer'i ve üzerine giysiler yığar. Odasındaki bilgisayardan müzik açıp odanın penceresini aralar. Kardeşine aceleden tek kişilik kahvaltı koyup:
"Ablacığım ben bugün temizlik yapacağım, sen hemen ye ve işe git, benim kahvaltıya arkadaşlarım gelecek," der.
"Maalesef abla ben bugün izinliyim, öğleden sonra çalışıyorum biraz bilgisayarda işim var," deyip ablasının odasına girer.