'Hissedebilir misin?
Varlığını, bedenini gözlerinle görmedikçe? Görsen bile sesini duyamadıkça, ellerinle ellerini saramadıkça, bir şeyler söyleyebilmek için çırpınan o kalbin orada, elini koyduğun yerin altında olup attığını bilemedikçe; hisseder misin? O'nu asla göremeyeceğini bildiğin hâlde… Belki sonsuza kadar O'nun yanında, ama asla yakınında olamayacağın halde…
Ruhuyla,
Uzuvlarıyla,
Hayatıyla,
Umuduyla,
Mahremiyetiyle,
Divânesiyle,
Aşkıyla,
Kalbiyle,
İmgesiyle, daima bir bütün olsan bile O'nu asla göremeyeceksin, şimdi soruyorum: Hâlâ hissedebilir misin?''