Kadim geleneklerin, tahrif edilmiş dinî metinlerin ve kültürel telakkilerin gölgesinde gelişen olumsuz kadın algısı, tarih boyunca olduğu gibi bugün de gündemimizi meşgul etmektedir.
İslâm'ın kadın algısını konuşurken, bunu insan algısından ayrı düşünmenin sonucunda ortaya çıkan ciddi yanılgıları hepimiz bilmekteyiz. Oysa kadın ve erkek, yaratılıştan getirdikleri farklılıklar sayesinde birbirlerini tamamlayarak yeni iyilikler üretebilen bir potansiyele ve eşdeğere sahiptir. Dolayısıyla, yaşanabilir bir dünya ve kurtuluş umudu taşıyan bir ahiret için kadına yönelik her türlü fikir ve eylemin -tam da insanın hak ettiği biçimde adalet, merhamet, hürmet ve muhabbet üzerine şekillenmesi şarttır