1990'lar dönemi incelendiğinde, azınlık hakları ve koruma rejiminde ayrımcılıkla mücadele gibi, sınırlı korumadan, azınlık kültürlerinin, dillerinin gelişimini kolaylaş- tırmada ve azınlıklar için sosyal, siyasi, kültürel, dini, ekonomik ve kamusal yaşamda katılımcı bir rolü teşvik etmede devletlerin geçmişe nazaran daha aktif bir katılımından söz etmek mümkündür. 1990 ve sonrasındaki yıllarda Orta ve Doğu Avrupa'da gerçekleşen ırksal temelli gerilimler ve çatışmalar, azınlık olgusunun ve azınlık haklarının Avrupa'da yaşamsal ve stratejik önemini ortaya koymuştur. Bu doğrul- tuda AB, Avrupa Konseyi, AGİT ve birçok kurum ve kuruluş, etkin olarak azınlıkların problemlerine ve azınlık haklarının bölgesel olarak Avrupa'da hatta ötesinde kökleşmesi ve benimsenmesi konusunda girişim göstermektedirler.
Bu çalışmada AB'nin azınlık rejimi ve azınlık yönetiminin hangi azınlık yönetim modeli içerisinde değerlendirileceği, hangi çokkültürlülük yaklaşımının varsayımlarına denk düştüğü, AB üye ülkelerin azınlık politikalarının hangi azınlık yönetim modelin unsurlarına paralellik taşıdıkları, AB' nin birincil ve ikincil mevzuatlarında yer alan azınlıklar ile ilgili ifadelerin azınlık modellerinden ve çokkültürlülük yaklaşımlarından hangilerine benzerlikler taşıdığı gibi sorulara cevap bulunması amaçlanmıştır.