Bilimsel ilerleme ve moderniteye dayalı olarak dinlerin bireysel ve toplumsal etki alanlarının giderek azalacağına dönük öngörülerin yanlışlandığını tecrübe etmekte olduğumuz günümüzde dini kimlikler, farklı sosyo-kültürel yapılarda başta İslam olmak üzere pek çok dinsel inanç mensubunca çeşitli biçimlerle görünürlük kazanmaktadır. Genel olarak Avrupa'da özel olarak ise Almanya'da göç yoluyla varlık kazanmış olan Müslümanlar için dini kimlik, "öteki" karşısında ihtiyaç duyulan anlam zemininin oluşumu ve aidiyet duygusunun pekiştirilmesi bağlamında önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.
Zira zamana ve içinde bulunulan koşullara bağlı olarak sürekli ve kuşatıcı bir biçimde yenilenen kimlik, etnik ve ideolojik farklılıklara rağmen Müslümanların kendilerini "dışlanmışlıklar" karşısında bir bütün olarak algılamalarına ve bu yönde stratejiler üretmelerine imkân tanıyabilmektedir. Bugün Almanya'da kamusal alanın hemen her düzeyinde kalıcı ve etkili olarak varlık kazanmakta olan Müslümanların gerek sahip oldukları ekonomik güç, gerekse toplumsal sermaye bakımından başta vatandaşlık, siyasal katılım ve eğitim olmak üzere pek çok konuda karar alma süreçlerine etkide bulunma potansiyeline sahip oldukları bilinmektedir.
Bununla birlikte Almanya'da Müslümanları temsil konumunda bulunan ve sayıları giderek artmakta olan sivil toplum kuruluşları, söz konusu güç ve etki potansiyelinin pratiğe dökülebilme imkânının yegâne unsurları olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmayla, sivil toplum düşüncesinden hareketle, Almanya'da yaşayan Müslümanların kimlik temelli problem alanlarının tespiti ve bunlara yönelik sivil toplum kuruluşlarının yaklaşımlarının ortaya konulması amaçlanmaktadır.