"Ben Altan Araslı, ecdadımın Avrupa'da bıraktığı izleri aramak tutkusuyla düştüm yollara…
Yol aldım Niğbolu'dan Estergon'a; Mohaç'tan Viyana'ya; Venedik'ten Tuna'nın kaynağına kadar…
Yol aldım, serhat türkülerimi yeniden derlemeye, akıncı ruhumun şahlanışını yeniden yaşamaya, dağa taşa işlenmiş destanlarımı yeniden yazmaya…
Eski serhat boylarında, eski sefer yollarında o kadar çok anımız kalmış ki, her biri yıllar boyu kendisini tanıyan, kendisini arayan, kendinden olan bir çift candan, yürekten bakan gözü beklemiş, beklemişlerdi. Ben onların duygularıyla kavruldum, o diyardan o diyara savruldum.
Ecdadımın her bir hatırasından selamlar getirdim sizlere… Onlar ki, sancağına, bayrağına olan aşkını yüreğine dağlayarak, milli hasletlerinin her zerresini heybelerine yükleyerek, imanının her katresini benliğine katarak el vurduğu her ele dağıtmıştı.
Bilesiniz ki, sizlerden yadigâr kalan ne varsa, gözlerimde kor halinde tutuşmuş ufkum, yüreğimde sevdasına doyulmaz yârim, kulağımda yeri göğü sarsan mehterim oldu…
İşte elinizin altındaki üç ciltlik eser bu duygularla yoğrulup ortaya kondu…"