Avrupa'da İşgal Hareketleri, kapitalizme alternatif olarak işgale ilişkin doğrudan araştırmacı-aktivistler eliyle yazılmış en kapsamlı rehber olma özelliğini taşıyor. Avrupa'nın yüksek işsizlik, enflasyon ve sosyal konut yetersizliğiyle karakterize olan bugünkü krizine karşı işgal, halk açısından hak alıcı bir doğrudan eylem olarak giderek popülerleşiyor.
Kentlerin ve gündelik hayatın metalaştırma ablukasına alındığı, düşük gelirli bütün toplumsal kesimlerin kent merkezlerinden sürülme tehdidi altında olduğu ve kentlerde barınmanın her geçen gün daha da zorlaştığı bir uğrakta, Avrupa'da kendi barınma ve yaşam alternatiflerini yaratan işgal örneklerinden alınacak pek çok ders mevcut.
Yeni bir mekân siyaseti açısından, "işgal", üzerine düşünmeye değer bir seçenek olarak varlığını bugün daha güçlü biçimde sürdürüyor.