Göç ve göçmenlik kavramlarının kendine özel dinamikleri çerçevesinde ele alındığı pek çok çalışma göstermektedir ki yakın geçmişten bu yana göçmen hareketlerinin odağında Müslümanlar ağırlıktadır. Müslümanların göç ile ilişkisinin uzun bir tarihi bulunmakla birlikte yerleştikleri ülkelerde genellikle düşük statülü işlere aday halde, kendi ülkelerinde elde edemedikleri ekonomik beklentileri karşılamak üzere, gelişmiş olan Avrupa coğrafyasını hedef seçmektedirler. Ancak günümüzdeki göç hareketinin en önemli itici faktörlerinin başında İslam coğrafyasında yaşanan karışıklık ve savaşlar gelmektedir. Müslümanlar daha önceleri göç ettikleri toplumun iş gücünün bir parçası iken, nesiller geçtikçe sayılarında ve sosyal yaşam koşullarında artışlar olmuş, iş gücü kaynağı vasfından çıkarak toplumun bir parçası olma hakkını talep eder hale gelmişlerdir. Onların bu durumu, Avrupalı toplumlarda zaman içerisinde göçmen karşıtlığı genel başlığı altında İslam'a ve Müslümanlara karşı bir korku anlayışı gelişmesine neden olmuştur.
Yine son yıllarda yaşanan, göçmenler -ya da algılandığı hali ile Müslümanlar- için barındıkları toplumun değerlerinin ortağı olmalarına duyulan karşıtlık, yerini terör ve şiddetten korunmak için Müslümanlara yani İslam'a olan karşıtlığa doğru bir evrim geçirmiştir. Bu durum Avrupa'da ırksal kökene dayalı olmayan ancak etnisite bağlamında bir yeni ırkçılık tartışmasını başlatmıştır. İslamofobi, Birlik genelinde göçmen odaklı bir kavram olarak değerlendirilen, içerisinde ırkçılık temelli sosyal şiddet barındıran, aşırı sağcı siyasilerin istismar ettiği, halihazırda ve gelecekte pek çok sorun ve sonuçlar ortaya çıkarması beklenen bir fenomendir. Kitapta, Avrupa'da yükselmekte olan bir İslam karşıtlığı yani İslamofobi olduğu, İslamofobi yükselişinin artan göçün ve bu göçe bağlı sosyolojik yansımaların sonucu olduğu, İslam karşıtlığının dayanaklarının geçmişe göre değişim gösterdiği, bu değişimin seçili altı ülke üzerinden yapılan tespitlerle varlığı ve nihayet özel olarak da Polonya'da yaşayan Müslümanlar ve Türkler kapsamında örneklerle incelenerek açıklanmıştır.