Ay Işığı Sokağı
İnsan doğası üzerine yazdığı eserlerle tanınan Stefan Zweig, Ay Işığı Sokağı'nda da aynı etkiyi göstermektedir. Bu kez Fransa'nın bir liman kentine gidiyoruz. Her şey meraklı gezginimizin duyduğu Almanca bir şarkıyla başlıyor. Sesin sahibi ve hikâyesi Zweig'ın etkileyici kaleminden dökülürken eserin sonundaki bilinmezlik anlatıyı farklı bir yere taşıyor.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
'Beni hiç tanımamış olan sana' diye başlar bilinmeyen kadının mektubu. Üstelik ilerleyen sayfalarda 'Beni bir kez daha öptün. Ama tanımadın.' diye isyan edecektir kadın. Bütün hayatını kendisini asla tanımamış olan çocuğunun babasına adamış bir kadının mektubudur bu.
Aşkın en ihtiraslı, en koyu ve en saplantılı hâlini bu uzun ve etkileyici mektupla ele almıştır Stefan Zweig. Asla fark edilmeyen ve asla vazgeçmeyen bir kadının hikâyesiyle... Çünkü bu kadın 'Eğer ölümüm seni incitseydi, ölemezdim.' diyecek kadar âşıktır aynı zamanda. Stefan Zweig'ın kaleme aldığı bu platonik aşk hikâyesi sizi derinden sarsacak.