Kömürcü kömürüne toz ve taş katmazsa uyku gözüne girmez. Oduncu kuru meşe diye eve yaş gürgen yollamazsa içi rahat etmez. Halis koyun südiyle kaymak! Sanki içyağı ile dondurulmuş kolalı sudur; yağlı denilen peynirin içinde ise yağ, keçiboynuzundaki baldan daha azdır!
Taze sanılsın diye kokmuş balığın -bar artisti imişçesine- kulaklarını boyarlar. Lokantalarda levrek gerçekte palamut, gazinolarda ekmekle çoğaltılmış taramada sarı havyar, havada bulut, salatada zeytinyağı sen onu unut tur! Üstü iri taneli çilek sepetinin altı mikroskobik nesnelerle doludur ve her kapalı satılan şey bir hile kutusudur.
1922'de 90 sayı çıktıktan sonra derginin başyazarı ve kurucusu Refik Halid'in yurtdışına gönderilmesiyle yayın hayatı sona eren mizah dergisi Aydede, 1948 yılında tekrar yayımlanmaya başlar.
Çok partili sisteme geçiş aşamasındaki fırtınalı dönemde yeniden sahneye çıkan Aydede; Refik Halid'in güçlü, incelikli ve sivri mizah anlayışı ile muhalif duruşunu yansıtmaya devam etmiş, yayımlandığı dönemdeki sosyal ve ekonomik hayata ışık tutmuştur.
Türk mizahının doruk noktası Aydede, 3 ciltlik bir çalışmayla ilk defa okur karşısına çıkıyor.