Bu kitap, akademik bir özenle yoğun arşiv-alan çalışması yapılarak, eğitim ve Köy Enstitüleri konusunda nitelikli bir başvuru kitabıdır.
Osmanlı dönemi eğitimi ele alınarak başlanmış: Tanzimat'a kadar geçen dönem, İkinci Meşrutiyet, Cumhuriyet döneminde eğitimle ilgili yapılan yenilikler; Tevhid-i Tedrisat, Yeni Türk Harfleri, Millet Mektepleri, Halk Evleri, Eğitmen Kursları ve Köy Enstitüleri ön plana çıkarılmıştır. Ancak tüm bu sürecin içinde kitabın ana omurgasını Köy Enstitüleri oluşturmaktadır. Ülkenin kalkınması için gerekli meslek erbabını yetiştirmeye yönelik açılmış olan Köy Enstitüleri hakkında oldukça geniş çapta araştırma yapılmış ve benim gibi Köy Enstitülü öğretmenlerle de görüşülerek kitabın içeriği canlı anılarla renklendirilmiştir.
1930'lu, 40'lı yıllarda ilköğretim davasının sonuca ulaştırılması, tüm ülkenin okuma yazma sorununun halledilmesi için verilen çabalar, çekilen acılar ve daha niceleri. Yabancı ülkelerin de örnek aldığı bu özgün öğretmen yetiştirme sisteminin hangi şartlarda kurulduğu, nasıl bir eğitim verildiği ve enstitülerden mezun olan öğretmenlerin gittikleri köylere ne oranda katkıda bulunduğu; hangi siyasi çekişmelere kurban edildiği sürükleyici bir üslup ile anlatılmıştır. Yazarımız bu süreci çok değerli kaynaklardan bize sunarken, aynı zamanda da ilgili kişilerin sözlü anılarından da yararlanmış ve detaylı bir şekilde aktarmayı sağlamıştır.
Eğitim tarihimiz ve Köy Enstitüleri konusunda oldukça zengin içeriğe sahip olan bu kitabın değerli bir eser olduğunu düşünüyorum.
Kalemine, kafana, yüreğine sağlık Fatoş...