Alman dilinde 20. yüzyılın ikinci yarısının en kışkırtıcı, en hadiseli edebiyatçılardan biri kuşkusuz Thomas Bernhard olmuştur. Çoğu okur, yorumcu ve eleştirmenin Berhard'ın hikâyeleri, romanları ve tiyatro oyunları yanında neredeyse geri plana ittiği şiirleri; onun o çok özel dünyasına aittir.
Tıpkı hikâye, roman ve oyunlarındaki kendini kolay kolay ele vermeyen özel dünyanın bir benzeri olarak; şiirlerinin kapalı yapısı aslında "tüm eserlerinin" nüvesini barındırıyor.
Yalnızlık, melankoli ve terk edilmişlik duygusunun egemen olduğu şiirlerinde Bernhard demirin keskin soğukluğunu her kelimesinde hissettiriyor.