XIX. yüzyılın sonlarında Antep'te yaşamış olan Hamdi Baba, gerek hayatı gerekse de divanının muhteva özellikleri bakımından üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken bir şahsiyettir. Hayatı, yaşadığı dönemin sosyolojik altyapısını ortaya koyması açısından günümüz toplumuna ve aydınına önemli mesajlar vermektedir. Tasavvuf merhalelerini anlattığı Risale'si ve yaşam felsefini yansıtan Divan'ı ile günümüzde bilimsel temellere dayanmadan sıkça tartışılan Aleviliğe farklı bir boyut katmaktadır. Alevi-Bektaşi geleneğe sahip mutasavvıf bir derviş olan Hamdi Baba, bağlı olduğu Bektaşi düşünce sistemini bazı Bektaşi şairlerinde görüldüğü üzere- aşırılığa kaçmadan ve İslam'ın itikadi boyutunun haleldar etmeden şiirlerinde işlemiş, diğer Bektaşi şairlerinde pek görülmeyen temel mezhep meselelerini şiirlerine konu etmiştir. Dört Halife hakkında söylediği sözler, yaşadığı dönemdeki kendi zümresinin inanç felsefesini ortaya koyması açısından dikkate şayandır. Mezhebinin Ebu Hanefi olduğnu dile getirmesi de bir başka önemli noktadır. Hamdi Baba, samimi inanışlı bir mutasavvıf olarak Alevi-Bektaşiliği, dini esaslardan uzaklaşmamak kaydıyla ve İslam inancıyla örtüşür bir tarzda, bütünleştirici bir üslupla dile getirmiştir. O, hayatı ve şiirlerinde dile getirdiği düşünceleri itibariyle, zümreleri birleştirmeye çalışan duyarlı bir tekke şeyhidir.