Başında Papa Eugen'in bulunduğu Hıristiyan dünyası derin bir parçalanma yaşamaktadır ve Doğu'daki gözde kenti Konstantinopolis'i kaybetme tehlikesiyle yüz yüzedir.
Mainz kentinde aynacılık yapan Michel Melzer, dilsiz kızı Editha'yı da yanına alarak, Türklerin kuşatması altındaki Konstantinopol'e gelir, burada tanıştığı Çinlilerden matbaacılığı öğrenir. Batıda henüz bilinmeyen bu teknik, kısa sürede Papalık Kurumu'nun ve bu kurum içindeki grupların dikkatini çeker. Konstantinopol'de tanıştığı Venedikli güzel müzisyen Simonetta'ya aşık olan Melzer, Karasanat olarak adlandırılan matbaacılıkla geçimini sağlayıp, sıradan bir yaşam sürmek istemektedir, ama bunu bir türlü başaramaz.
Philipp Vandenberg bu romanında bize, matbaanın icadının yanı sıra, aşkla örülmüş güzel bir Konstantinopol hikayesi sunuyor.