Niyazi Aynal anılarını kaleme alırken, zaman zaman evindeki boy aynasının karşısında geçmişe yolculuk yaparak, gördüklerini dökmüş beyaz kağıda. Aynayı insan yaşamı, yaşamın içinden de anılarını çıkarıp almış oradan.
Yazdıklarını okurken kimi zaman hayrete düşüp;
"Olamaz bu kadar!''... diyeceğiniz ağır yaşam koşullarını, tebessüm ettirecek mizahi yönlerini tanıyacaksınız. Adana toprağının yetiştirdiği ve Türkiye'ye mal olmuş yazar, sanatçı ve siyasetçilerden el almış gibi gerçekçi dizeler oluşturmuş anılarında.
Amcasının çok az Türkçe bilmesine karşın, ölümüne kadar dilinden düşürmediği "Ben Atatürk muhafızı…" sözleri kazınmış çocuksu beynine. Amcasının askerliğindeki Atatürk'ün çalışma odası önünde tuttuğu nöbeti devam ettirmiş Niyazi Aynal. Başta Atatürk ve devrimlerine, Cumhuriyet ilkelerine hep bağlı kalmış. İnsan sevgisini baştacı, haksızlıkları baş düşman ilan etmiş.
Adana'da yetişen her genç gibi, kimi zaman deli fişek, kimi zaman serçenin sıcaktan öldüğünü gördüğünde ağlayan bir yüreğe sahip olmuş. Sosyal medya hesabından nalına da vurmuş mıhına da haksızlığın.. İstemiş ki bu geçici dünyada yaşadığı anılar yazıya dökülsün, gelecek kuşakların geçmişe dönük yaşanmışlığına ışık tutsun.
Niyazi Aynal'ın yaşamında iz bırakan anıları okuyunca, kimi zaman masal dinler gibi, kimi zaman da imkânsızı başaran insanların çabasını görüyorsunuz.
Yüreğine sağlık sevgili Niyazi Aynal. Kalemin güçlü, yüreğin her zamanki gibi sevgi dolu olsun.
Turan Akpınar