Ayşe Polat'ın "Aynalar Çarşısı" kitabında Akdeniz insanının sıcaklığı, yaşama sevinci ve hayata bağlılığı dikkati çeker. Bu hikâyelerde yazar; çocukları, gençleri ve kadınları bireysel bir duyarlılıkla ustaca anlatır. Onları dikkatle gözlemler ve iç dünyalarına yönelir. Bu yönelişte sevgi, dostluk ve saygı belirgin biçimde öne çıkar. Eserde, her hikâye okura yaşanmışlığın bir ifadesi olarak yansır. Söz konusu hikâyelerde, hayatla ilgili unutulan ve gözden kaçan pek çok unsur yeniden hatırlatılır. Ayrıca yazar bu hikâyelerinde, iyimser bir dünya kurar. Bu da okura çevresine ve doğaya daha duyarlı olmasının kapılarını aralar.
Prof. Dr. Sefa Yüce
"Çok eski devirlerden kalmış bu adam, bu çağa ait olamaz, diye düşündü. Kim olduğu artık umurunda bile değildi. Şu kavanoz dipli dünyada herkese yer vardı da bir tek bu genç mi fazlaydı? Yüreğindeki korku yerini sempatiye bırakmıştı. Adını niye sorduğunu düşündü. Borcu sileni öğrenmek değildi derdi. Bu gence yakınlık duyduğu aşikârdı. Herkesin tribüne oynadığı bu devirde bu hareket tam bir asaletti."