İçinde yaşadığımız kalabalık kentlerde kendi keşmekeşliğimizden kurtulamıyoruz. Yanı başımızda savaş mağduru Bosnalı bir adam yürüyor ve farkında değiliz. Yalnız başlarına kırık dökük bir parkta koşturan, önünden geçtiğimiz ve hep göz ucuyla baktığımız Suriyeli veya Filistinli çocuklar, radyoda dinlerken adına şarkılar yazılmış şehirde hayalleri peşine koşan genç adamlar, babasını bir daha göremeyeceğini göze almış ve onu kapıdan savaşa uğurlayan Halepli bir çocuk bizlere gerçek hikayenin membaını sunuyor. Her insanın yüzünden bir hikaye düşüyor yere; sıradan insanların da hayatlarını dinlemek isteyenler için bu kitap çok şey söylüyor.