"Aşk nasip işidir, hesap işi değil! Aşk adayıştır, arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir." der Mevlânâ…
Nazlı'nın aşkına müptela ve ondan ayrılmak zorunda kalan Osman… "Davul bile dengi dengine" derler de hiç güzel söylemezler.
Osman Nazlı'dan koparılmanın ıstırabıyla aşkını kalbine gömüp, ateşler içinde yanmaktadır. Osman'ın Yukarı Tekke'nin yarından / Eğri Köprü'nün kenarından Kızılırmak'ın bulanık ve serin sularında yok olmayı da arzulayan hezeyanları da yok değil… Aklıyla kalbi savaş ede dursun ne gelir elden.
Hayatının baharındaki Osman hiçliğin ve içinde dinmeyen kor ateşin eşliğinde kendini yollara vurmak zorunda kalır. Yol arkadaşı İsmail Hakkı'nın "Beni Galata Mevlevîhane'sinde bul!" telkiniyle yolu Galata Mevlevîhanesi'ne düşer. Burada Mustafa ustanın yardımıyla hayata tutunur…
Kısacası "Azaplıktan Çileye" Osman'ın Galib Dede mürşitliğinde 1001 gün çile çıkaran ve ilahi aşka vasıl olan bir mevlevî dervişin hikâyesidir…
Sen, "tayy" nedir bilir misin?