20. yy'ın başları, klasik imparatorlukları parçalayan sosyalizmden, milliyetçiliği kadar her türlü ideolojik akımların çarpıştığı bir dünya arenesıdır. Böylesi bir dünyada Türklük aleminin üç önemli merkezinden (İstanbul, Kazan, Bakü) biri olan Azerbeycanda da bu dönemin şartları geregi bir dizi ideoloji ve felsefi cereyanın ortaya çıktığını görmekteyiz. Milli Birliklerin kuruluşunda kaçınılmaz bir olgu olan "Romantizm" cereyanı Azerbaycan'da "Pantürkizm" olarak ortaya çıkacak ve önce 1918 Azerbaycam Cumhuriyeti'nin daha sonra 1990'larda AHC'nin (Azerbaycan Halk Cephesi) kuruluşunda fikri zeminini edebiyatla edebiyatçılar, tarihle tarihçiler oluşturacaktır. Ne var ki, talihin Sovyet devrimiyle son bulmasıyla, Sovyetleştirmenin ağır baskılı dönemlerinde tarihten koparılan Azerbaycan "Milli Romantik" Türkçülük akımı Sovyet rejimi tarafından burjuva milliyetçiliği ve halk düşmanlığıyla suçlanacaktır. Romantik devrin büyük önderi Hüseyinzade Ali Bey ve çevresiyle, dönemin yayın organlarının tetkikiyle titiz bir çalışma ürünü olan bu eserde, Aybeniz Kengerli bu olağanüstü bunalımlı yılların romantik dönemini gözler önüne sermektedir.