XVII. yüzyıl Osmanlı Devleti'nde siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan istikrarsızlıkların yaşandığı ancak kültür ve sanat hayatındaki gelişmelerin hız kesmeden devam ettiği bir dönemdir. XVI. yüzyılın edebî birikimine eklenen yeni hususlar zengin bir edebî geleneğin oluşmasına ve Azmî-zâde Hâletî gibi pek çok âlim şairin yetişmesine zemin oluşturmuştur.
Azmî-zâde Hâletî de tıpkı 17. yüzyıl Osmanlı'sı gibi bürokratik yaşamındaki çalkantılara ve sürekli maruz kaldığı azillere rağmen hayatı boyunca edebî üretkenliğini sürdürmeyi başarmıştır. Azmî-zâde, vefat ettiğinde yalnızca okuduğu binlerce kitabı ardında bırakmakla yetinmemiş, aynı zamanda "Divan, Rubaiyyât, Sâkinâme, Münşeât ve Hadd-i Mestân" gibi eserleri de Türk edebiyatına kazandırmıştır.
Yazdığı rubailer ile "Türk edebiyatının Ömer Hayyâm'ı" olarak şöhret bulan Hâletî; 895 gazel, 601 müfred, 141 kita, 42 kaside, 16 tarih, 9 mesnevi, 8 müseddes, 1 terkib-i bent ve 1 tahmis ile Türk edebiyatının en hacimli divanlarından birine sahiptir. Bu eser, Azmî-zâde Hâletî Divanı'nın Sözlüğü üzerine hazırladığımız doktora çalışmamızın inceleme bölümünden oluşmaktadır. Şairin edebiyat tarihlerinde daima rubaileriyle anılıp Divan'ının göz ardı edilmesi bu çalışmanın ortaya çıkmasına dayanak oluşturmuştur.