"Yine Münir Göker kendine sığınıyor"
Yazmak bir "katharsis"dir, belki bir kurtulmadır, ama neyi anlatmak, yazarın-öykünün kurgusunda geçmişle uzlaşmalar; Zamanla ailenin çöküşü, babanın "Alzeimer"le üçüncü boyuta geçişi, kız kardeşler ve de hep 60 yıllarına dönüş, aylaklar ve de bir türlü tarif edemediğimiz şu garip ülke!
Edebiyatın inişli çıkışlı serüveninde yazarın mütevazi kimliği de değişti, ezberden okumak, hava atmak; giderek çok satmak; eğer inanıyorsanız! Kabızlık ve ukalalık; çağdaş edebiyatın ve ünlü olmanın geçerli bir formülü olsa bile, bu kaygan zeminde kısa öyküler anlatan, kenardan yürüyen, kitabını bastırmak için umut besleyen bir yazar bence daha anlamlı.
Genellikle dış gözlenir yazıda, kendine bakmak nedense bir tabudur; günlük yazsa bile "Kendine yontar" bilerek; o zaman nasıl kendimizi sorgulayabiliriz? İsterim dördüncü kitabında yalnızca kendini silkelesin Münir Göker.
- Utku Varlık