Kurumuş bir portakal ağacıyım, küçük bir taşra istasyonunun tenhasında. Gölgeme baktım, gölgem ufacık. Aynalara baktım, aynalar fenalık. Aradım aradım, durmadan aradım. Upuzun garların kesme taşlarında Bitimsiz umutlara yaslandığım Yetişmek için koşarken içime içime ağladığım Trenlerin buğulu camlarında gördüm onu Çocukluğumu