"Aydınlanmanın modern insana vaat ettiği iki temel hedef vardı: Aklın rehberliğinde Tanrı'nın boyunduruğundan kurtulmak ve özgürleşmek. Aklını, Tanrı'dan ve kilisenin/dinin baskısından kurtararak kullanmayı öğrenen modern insan birinci hedefine ulaşmış oldu; yani Tanrı'dan kurtuldu ya da uzaklaştı. Fakat ikinci hedef olan özgürleşmeyi ne ölçüde gerçekleştirdiği hayli tartışmalıdır. Eskiden kendine bir tür savunma ve sığınma mekanı sunan dinin ve Tanrı'nın kontrol alanından kurtulan modern insan, kapitalizmin örtülü ve açık tüketim saldırılarına maruz kalarak yeni suni ve muhtemelen daha tehlikeli bağımlılıkların esiri olmaktan kurtulamamıştır. Son yıllarda iyice gelişmekte olan nöropsikoloji verilerinden yola çıkan yazar, hem tehlikenin boyutlarını hem de sorunun köklerini okuyucuya göstermektedir. Dahası, muhtemel çözüm alanları olarak dini söylem ve kurumları işaret etmesi hala ümit var olabileceğimizin ispatı gibidir. Bize böylesi karmaşık bir dünyadan net reçeteler sunabilen yazarı kutlar, kitabın her okuyucuya yeni ufuklar açacağına olan inancımı vurgulamak isterim."
- Doç. Dr. Rıfat At