"Dostluk, karşılıklı birbirine bakmak değil, aynı yöne birlikte bakmaktır" der Exupéry. Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı. Çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine. İnsanları birbirine sevdirmek gerekiyor öncelikle, bunun için.
Resmî öğreti önce güveni sarstı Türk ulusunda. Böylece eylemsizliğe itti onu. Nasıl birlikte yürünür güven olmadan?
Herkes kendi dışında birinden gelen şeylere karşı bir güvensizliğe itilmiş ki konuşmalarda karşılıklı sözlerin birbiriyle ilintili olduğu görülmüyor dense çok olmaz sanırım. Kişiler devletten gelene karşı da kuşkulu, kişilerden gelene karşı da. Ama, ne gelirse gelsin. Her şeye karşı.
Güven olmazsa dostluk olur mu? Dostluk olmazsa bağlanma olur mu? Bağlanma olmazsa eylem olur mu? Tarihte örnekleri var; bakalım tüm devrimlere, eylemlere: hangi temel değerlere, yöntemlere yaslanıyor? Nuri Pakdil'in "Fethi Gemuhluoğlu'nun Büyük anısına" yazdığı 'Bağlanma' kitabı bir de bu yaklaşımla okunmalı.
- Ömer Doğru