çilek tarlasında sararmış yapraklar
yaz yaraları ellerimde sanki çatlak dere yatağı
geçen yıldan kalma mevsimlik işçilerin hikâyeleri
gelincikler orkide ve zambaklar
sümbüller nergisler
bahçenin duvarlarında nakış gibi ustanın işçiliği
yaseminlerin üzerinden sarmaşıklara zıplayan
çekirgenin çevikliği
yılanların soğuk sesi
kaplumbağanın ayak izi
ekime gölge gibi düşen ayaz
yaz dediler içinden geçtiğin rüyayı
bak gelip geçiyor eylül tanıştırayım sizi
nasılsa gelecek yıl da bekleyecek bizi
belki de göremezsiniz bir daha
başka bir eylül bu, içinden çıkıp geldiğim
belki de son görüşmemiz olacak eylül