Bakış Boşluğu, hızla değişip yabancılaşan hayatın, düşünme, söyleme, bakma ve algılama biçimlerinin dışında mayalanıyor: Tanıdık dilden, söylemden, aşinası olduğumuz şiirsel uzamdan doğuyor. Bu tanıdık, bildik şiirsel uzam, yalnızca şairin daha önce yayımlanan Barınma Felsefesi'yle Azalan Kuş Nüfusu'ndaki şiirsel uzamlarla sınırlı da değil üstelik. Daha derinlere, şiirsel ahengin kadim duyarlığına yaslanıp zamanımıza uzanıyor ve yeni bir atmosfer, yeni bir evren oluşturuyor:
Hürmet ediyorum eğilip de bu dili ihsanına.