Uzun yıllar ünlü sinema dergisi Cahiers du cinema'nın yayın yönetmenliğini yapan Pascal Bonitzer, sinemayı sinema yapan temel özellikleri tek tek sorgulama konusu haline getirmiş özgün bir düşünürdür. Bu dergide yayımlanmış yazılarını bir araya getiren Bakış ve Ses, daha önce yayımladığımız Kör Alan ve Dekadrajlar gibi, temel bir saptamayla yola çıkıyor: Sinema, teknik aygıtın yapısından, çekim koşullarından, montajdan ve yönetmen-oyuncu ilişkisine dair belli kabullerden kaynaklanan, mekanikleşmiş bir temsil ideolojisine sahiptir. Bu yüzden sinemanın yarattığı yaşayan, canlı, hareket halindeki alan derinliğinin ortaya çıkardığı "gerçeklik etkisi"ni soruşturmak ilk görev olmalı.
Makalelerin tümünde yorumun merkezinde "bakış" var: hem yönetmenin bakışı, hem o bakışı devralanlar olarak bizim perdeye bakışımız. Diğer yandan Bonitzer'e özgü en önemli katkı, sinemada sesin kullanım biçimine, dış sese ve dış sesin nasıl bir "nesnellik ve otorite" kaynağı olarak kullanıldığına dair özel vurgusu.
Kitapta, Amarcord ve Gece Bekçisi gibi iyi bilinen, klasikleşmiş bir dizi film ile Ayzenştayn, Buñuel, Godard, Straub ve Antonioni gibi yönetmenler ve belgesel sinema üstüne güzel yazılar okuyacaksınız – film seyretmekle kalmayıp, birer yapım olarak filmlerin nasıl çalıştığı üzerine düşünmeyi sevenler için.