Tanıdık kahramanlar...
Hepsi yanı başımızda sanki.
Ve yanı başımızdakiler kadar uzak her biri.
Uzun hikâyelerin kısa kesitleri, bir düş gibi akıp geçiyor okurun gözlerinin önünden.
Yalnızlık, aidiyetsizlik, yorgunluk gibi kavramlar, yaşamın doğal akıcılığında, abartısız sunuluyor okura.
Her bir öyküde okur, başka bir yüzleşmenin karşısında buluyor kendini.
Duyulanlar sadece öykü kahramanlarının sesi değil!
Her okurun kendi iç sesi...
***
İçimde kırmızı bir öfke balonu patlıyor.
Elimde tırtıklı bıçak, annemden deniz kabukları yapıyorum.