Balık, hem bu dünyaya ait hem de değil. Broder, dünyevi olanda gerçeküstü olanı, dünya dışı olanda ise sıradan olanı buluyor ve gerçeklik konusundaki genel yargıları tahrip ediyor. Bu kitap, arzularının onları bir sonraki adımda nereye götüreceğini merak eden herkes için.
Balık, ödüllü şair, deneme yazarı ve köşe yazarı Melissa Broder'ın ilk romanıdır. Bu cesur romanda Broder, varoluşsal kırgınlığı ve yıkıcı aşkı yüksek dozda cinsel betimlemeyle birleştirerek büyük bir samimiyetle, okuyucuyu sarsacak derecede açıklıkla ve cesaretle aktarıyor. Roman, kaderimizde her zaman sahip olamayacaklarımızı arzulamaya mâhkum olup olmadığımız sorusu üzerine kafa yoran samimi düşüncelerle ve mitolojik kahramanların hikâyeye dahil olmasıyla eşsiz bir anlatıma dönüyor.
Tanrılar, lütfen mutlu olmam için bana yardım edin. Evrenin iradesine teslim olmama ve evrenle bütünleşmeme izin verin. Belli ki çok az şey biliyorum. Belli ki bildiğim şeyler beni yalnızca intihara sürüklüyor. Bu gezegende doğmayı ben istemedim. Var olmayı ben istemedim ama şu an buradayım, en azından yaşadığım hayattan haz duymama yardım edemez misiniz?
Broder, okuyucuyu kıskıvrak yakalayarak hikâyenin içine çekiyor ve var oluşumuzun o kendine özgü, çelişkili, ikiyüzlü, parçalanmış yönlerini –içimizdeki çatlağı- ne kadar çok kucaklarsak o zaman gerçek bir yaşamla yüzleşeceğimizi ve gerçek bir deneyim yaşayacağımızı düşündürüyor. Romanın kahramanı Lucy, ya aşka ya da bağımlılığa derinlemesine düştükçe okuyucu, etrafındaki dünyanın hem parçalandığını hem de kendini yeniden inşa ettiğini görüyor. Lucy'nin kendisiyle savaştığını görmek bazen ürkütücüdür ama bunun nedeni aynı zamanda ısrarlı bir şekilde dürüst olmasıdır.