"Biraz fazla içmişti galiba! Yoksa, balıkçı dediğin kız kolayca devrilmezdi. Dayı'ya karşı güven duygusu oluştu içinde. Adam dilsizdi ama, en azından kaldırıp çekyata yatırmıştı. Üstelik üzerini de örtmüştü. Ağustos ayında bile bu dağ başındaki yer soğuk oluyordu. Kaldı ki aylardan mayıstı ve geceleri serin oluyordu. Baygın bir kızdan faydalanmak yerine o üzerini örtmüştü. Bir gariplik vardı bu işte. Alışık olmadığı erkek tipiyle karşı karşıyaydı. Anlayamıyordu. Doğup büyüdüğü köyde olsaydı böyle mi olurdu? İçi ürperdi. O korkunç olayı anımsadı. Onaltı yaşındaydı o zamanlarda. Çok benziyordu olaylar birbirine. Ama, hiç konuşmayan adam üstünü örtmüştü. Üşüyüp hasta olmasın diye. Tanışık olmadığı bir sevgiydi bu. Hem sevgiden hem de geçmişinden korktu."