1912'nin son aylarından beri Rumeli'yi düşündük, hayal ettik, dert ettik kendimize; kâh sevindik kâh üzüldük, bol bol da özledik. İşte bu duygularla koşar adım gittik Kuzey Makedonya'nın Struga ve Ohri şehirlerine. Göç etmeyip direnen ama Türkiye ve hısım akraba hasretiyle yanan bu insanlara söz söyledik, sözlerini dinledik. Kulak verdik dört nesildir adeta yetim bırakılmış bu Türklere. Sual ettik, samimiyet bulduk. Kapılarını çaldık, misafir olduk. Karşılığında güler yüz ve misafirperverl ik gördük. Büyüklerimizin ellerinden öptük, küçüklerimizin başını okşadık, dostlarımızla tokalaştık. Dokunduk onların yüreğine ve bize açılan gönüllerini, sizlere aktarmaya çalıştık.